Yapı malzemeleri sektörü ihracatı yüzde 37,7 artış kaydetti
İDDMİB: Yapı malzemeleri sektörü ihracatı ocak-nisan döneminde yüzde 37,7 artarak 9,1 milyar dolar oldu.
Türk yapı malzemeleri sektörü ihracatı ocak-nisan döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 37,7 oranında artarak 9,1 milyar dolar oldu. Söz konusu dönemde en fazla ihracat 613 milyon dolar ile Birleşik Krallık oldu.
Türkiye’nin en fazla cari fazla veren sektörlerinden biri olan ve 196 ülkeye ürün satan yapı malzemeleri sektörü ihracatta atağa kalktı. Üretim ve istihdam odaklı çalışan sektörün ihracatı bu yıl ocak-nisan döneminde, bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 37,7 oranında artarak 9,1 milyar dolar olarak hesaplandı. Aynı dönemde değerde en yüksek artışa sahip ürün grubu yüzde 49,6 ile ağaç ve ahşap ürün grubu oldu. Yılın ilk dört ayında en fazla ihracat 613 milyon dolar ile Birleşik Krallık oldu. Birleşik Krallık’ı 598 milyon dolarla İsrail takip ederken, Almanya 584 milyon dolarla en fazla ihracat gerçekleştirilen üçüncü ülke oldu.
196 ülkeye ihracat, yüzde 93 artış
Türk yapı malzemeleri sektörünün ihracattaki yukarı yönlü ivmesi nisan rakamlarına da yansıdı. Sektör geçtiğimiz ay 2,6 milyar dolar tutarında ihracat gerçekleştirdi. Bu rakam, bir yıl öncesine göre yüzde 93 artış anlamına geliyor. Yapı malzemeleri sektörü nisanda en fazla ihracatı 172 milyon dolar ile İsrail’e gerçekleştirdi. Almanya 162 milyon dolar ihracatla ikinci sırada yer alırken, Birleşik Krallık 151 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı. İhracat odaklı sektör geçtiğimiz ay 196 ülkeye ürün satmış oldu.
“Ülkemizin güçlü lojistik firmalarına ihtiyacı var”
Sektörün ilk dört ay performansını değerlendiren İDDMİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Yapı Malzemeleri Komitesi Başkanı Serdar Urfalılar, ham madde fiyatlarındaki önlemez artışla ve ihracatçının önündeki en büyük sorunların başında gelen lojistik konularıyla ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
“Ham madde fiyatlarındaki artış maliyetlerin artmasına sebep olurken navlun fiyatlarının da astronomik olarak yükselmesi maliyet konusunda firmalarımızı zora sokuyor. Lojistik konusunda pandeminin geçmesini beklemekten daha etkili bir çözüm zor gözüküyor, çünkü sorun yapılan ticarette değil boş konteyner ve gemi hattı bulabilmekte. Ülkelerin aldıkları önlemler sebebiyle gemiler boşaltım öncesi limanda bekliyor ve zaman kaybı oluyor, bunun üstüne bir de sosyal mesafe sebebiyle işçi sayısının azaltılması eklenince konteynerlerin boşaltılıp geri dönmesi çok uzun zaman alıyor. Küresel deniz taşımacılığında ne yazık ki Türkiye’den önemli firmalar bulunmamakta. Bu da alabileceğimiz önlemler ve izleyebileceğimiz alternatif yollar konusunda imkanlarımızın çok kısıtlı olmasına sebep oluyor. Ülkemizin güçlü lojistik firmalarına ihtiyacı var. Önümüzdeki dönemde devletimizin öncülüğünde bu konuda bir adım atılması ihracatçımızın önünü açacaktır.”
“Avrupa’ya ihracatın yolu Yeşil Mutabakat’tan geçiyor”
Avrupa’nın ihracat için Türkiye’nin en önemli pazarlarından biri olduğunu ifade eden Urfalılar, “Avrupa bizim en büyük ticaret ortaklarımızdan dolayısıyla Yeşil Mutabakat ve karbon vergisi bizi ve ihracatımızı doğrudan etkileyen bir süreç. Ne yazık ki ihracatçılarımız bu konuya olması gerektiği ilgiyi henüz göstermedi. Halbuki bu durumu fırsata çevirebilecek bir potansiyelimiz var. Fosil yakıtlarla sistemlerini oturtmuş olan Çin ve Hindistan gibi devletlerin dönüşümleri daha sancılı ve maliyetli olacak. Kartlarımızı doğru oynayıp projelerimizi zamanında hayata geçirebilirsek konumumuzun da verdiği avantajla rakiplerimizi ekarte edebileceğimize inanıyorum.” dedi.
“Afrika ‘Kuzey’den ibaret değil”
Afrika kıtasının Türkiye için hem sosyal hem de ticari olarak çok önemli bir noktada olduğunun altını çizen Serdar Urfalılar, “Yapı Malzemeleri sektörü olarak uzun zamandan beri Afrika’da aktif bir şekilde çalışıyoruz. Ancak sadece kıtanın kuzey kesimlerinde aktif durumdayız. Sahra Altı Afrika’ya da ihracatımızı artırabilmek adına son yıllarda çalışmalarımızı hızlandırdık. AfCFTA ticaret antlaşmasıyla beraber Afrika’da yeni bir konjonktür oluşacağına inanıyoruz. Bu sebeple geç kalmadan yeni konjonktürde yerimizi almamız ve var olan pozisyonlarımızı da sağlamlaştırmamız gerekiyor. Ayrıca bölgede sektörde dünyanın en güçlü devleti olan Çin’le de aktif bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyor. Çin’e karşı kullanabileceğimiz en mühim silahımız Türkiye’nin Afrika’daki saygınlığı ve güvenilirliği, ayrıca Türk malı kalite olarak da bölgede kendini kanıtlamış durumda, bu da Çin’e karşı rekabetçiliğimizi artıracak etmenlerden. O sebeple İDDMİB olarak ihracatçılarımızı bölgeye ihracat yapma konusunda cesaretlendirmek ve bilgilendirmek amacı ile Diyalog 365 webinar serilerimiz kapsamında Afrika’ya yönelik webinarlar düzenliyoruz. Geçtiğimiz günlerde, İDDMİB Başkanımız Tahsin Öztiryaki önderliğinde Kenya-Uganda ve Senegal-Gana ile son derece verimli Trade 365 adı altında webinarlar düzenledik. Bu vesile ile önümüzdeki aylarda Kuzey ve Güney Afrika’ya yönelik olarak webinarlarımıza devam edip Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle olan ticaret hacimlerini yükseltmesini amaçlıyoruz. Bu kapsamda 31 Mayıs’ta Kuzey Afrika’nın önemli ülkelerinden biri olan Cezayir’e webinar düzenleyeceğiz.” ifadelerini kullandı.