Varank: Finansal dalgalanmalar Türk ekonomisi ile örtüşmüyor!
Varank "Son günlerde finansal piyasalarda dalgalanmalar Türkiye ekonomisinin gerçekleriyle örtüşmüyor" dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, son dönemde bazı kişilerin idari tasarrufları bahane ederek kaos ortamı oluşturup, yatırımcıları tedirgin etme gayreti içinde olduğuna dikkati çekerek, “Son günlerde finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmaların Türkiye ekonomisinin gerçekleriyle örtüşmediğini bir kez daha ifade etmek istiyorum” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne video konferans yöntemiyle katıldı. Bakan Varank, Organize Sanayi Bölgelerinin (OSB) önemine ve ülke ekonomisindeki yerine, KOBİ’lerin önemine ve KOBİ’lere bu zamana kadar Bakanlık tarafından yapılan desteklere, elektrikli araçların neden önemli olduğuna değinerek, yerli ve yabancı yatırımcılar için Türkiye ekonomisini ulaşım, enerji ve sanayi altyapısı bağlamında değerlendirdi. Sanayi ve teknoloji politikalarında öncelik verdikleri konunun başında planlı sanayi altyapısının geldiğini aktaran Bakan Varank, “Organize sanayi bölgeleri bu anlamda sanayimizin gelişmesi ve Anadolu’ya yayılmasında çok önemli katkılar sunuyor. Ülkemizdeki OSB sayısını 192’den 325’e çıkardık. Bugün geldiğimiz noktada OSB’si olmayan şehrimiz kalmadı” diye konuştu.
Bakan Varank, Türkiye’de sektörel ihtisaslaşmanın ve kümelenmenin teşvik edilmesi için savunma, sanayi, makine, kimya, otomotiv, tekstil, mobilya, mermer gibi alanlara odaklanmış 54 ihtisas Organize Sanayi Bölgesi olduğunu belirtti. Bakan Varank, 2007 yılından bugüne
22 Endüstri Bölgesi ilan ettiklerini ifade ederek, “Bu endüstri bölgeleri tam kapasite faaliyete geçtiğinde cari dengemize yaklaşık 19 milyar dolar katkı sağlayacak” dedi.
Teşvik sisteminde bölgesel kalkınmaya, stratejik sektörler ve ürünlerdeki yatırımlara öncelik verdiklerini açıklayan Varank, “2003 yılından bugüne yaklaşık 1,5 trilyon liralık sabit yatırımla 2,8 milyon istihdam öngören 75 binin üzerinde yatırım için teşvik belgesi düzenledik. Elbette sanayi politikalarımızın yanında devasa bir Ar-Ge ve yenilik ekosistemini neredeyse 19 yılda sıfırdan inşa ettik” dedi.
Son 18 yılda destek sisteminden faydalanan bin 608 Ar-Ge ve tasarım merkezinin faaliyete geçtiğini belirten Varank, “Uyguladığımız bu politikalarla Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranını 2002-2019 arasında yaklaşık iki kat artırarak yüzde 1,06’ya ulaştırdık. En önemlisi ise bu harcamaların yüzde 64’ünü, finansmanın ise yüzde 56’sını doğrudan özel sektör gerçekleştiriyor olması. Aynı zamanda Ar-Ge yapan insan kaynağımız yaklaşık 4 kat artışla 306 bine ulaştı. Ar-Ge altyapısı ve insan gücüne yaptığımız yatırımlarla yıllık patent başvuru sayısı da yaklaşık 10 kat artarak 20 bine ulaştı” ifadelerini kullandı.
Bakan Varank, Türkiye’nin sanayisinin gelişimine etki eden bir diğer önemli politika alanının küçük-orta boyutlu işletmeler (KOBİ) ve girişimcilik olduğunu kaydetti. Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99’unu KOBİ’lerin oluşturduğunu belirten Varank, sanayinin lokomotifi konumundaki KOBİ’lerin gelişim büyümesini, daha fazla üretim, ihracat ve istihdam sağlamasını desteklediklerini söyledi. Bakan Varank, 2002 yılından şu ana kadar Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) aracılığıyla 504 bin KOBİ’ye 7,8 milyar liraya yakın katkıda bulunduklarını vurgulayarak, “2008 yılından bu yana kalkınma ajansları aracılığı ile KOBİ’lerin 11 bine yakın projesine 3,6 milyar lira finansman desteği sağladık. Yine aynı dönemde TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları aracılığıyla yaklaşık 20 bin projeye 15,2 milyar lira kaynak aktardık. Tabii KOBİ desteklerinin yanında, girişimciliğe, özellikle de teknoloji tabanlı girişimciliğe büyük önem veriyoruz. Yenilikçi girişimciliğin gelişebilmesinin önündeki en temel sorunlardan biri elbette finansman, bunun farkındayız” dedi.
Bakan Varank, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ortaya koydukları Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu kapsamında yeni nesil destek programlarını da geliştirdiklerini söyledi. Varank, “Türkiye’yi kritik teknolojilerin pazarı değil, geliştiricisi bir ülke haline getirmekte kararlıyız. Bu kapsamda, geleceğin teknoloji trendlerini yakından takip ediyor müdahale alanlarını belirliyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin doğuştan elektrikli otomobili TOGG’un önümüzdeki yıl sonu banttan ineceğini açıklayan Bakan Varank, “Bununla birlikte, Türkiye’deki uluslararası otomobil markalarının da elektrikli araç yatırımları artıyor. İşte geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanımız tarafından bizzat kamuoyu ile paylaşılan Ford Otosan’ın 2 milyar avroluk elektrikli araç yatırımı bunlardan birisi. TOGG’un öncülük ettiği bu gelişmeler, ülkemizin elektrikli araç ekosisteminin büyümesine, güçlenmesine ve önemli bir merkez olmasına katkı sağlayacak” dedi.
Bakan Varank, 2020’de ilk çağrıyı makine sektöründe yaptıklarını ve 2 milyar lira yatırım tutarına sahip 20 projeyi desteklemeye başladıklarını anımsatarak, “Şimdi yatırımını destekleyeceğimiz ürün sayısını 919’a çıkardık ve 2021 yılı çağrı programının duyurusunu yakın zamanda yaptık. Hedefimiz, yılda yaklaşık 50 milyar dolar dış ticaret açığı verdiğimiz bu ürünlerde net ihracatçı konumuna yükselmek” şeklinde konuştu.
Varank, Bakanlık olarak attıkları adımların yerli veya yabancı yatırımcıların dikkatini cezbettiğini belirterek, Covid-19 sonrası yeniden şekillenen ticaret ağında güçlü ulaşım, enerji ve sanayi altyapısı ile Türkiye’nin bölgenin yükselen yıldızı olmaya en güçlü aday olduğunu söyledi.
“Son günlerde finansal piyasalarda dalgalanmalar Türkiye ekonomisinin gerçekleriyle örtüşmüyor”
Bakan Varank, son dönemde bazı kişilerin idari tasarrufları bahane ederek kaos ortamı oluşturup, yatırımcıları tedirgin etme gayreti içinde olduğunu vurgulayarak, “Ama Türk ekonomisi bu tür tezviratlara karşı güçlüdür. Son günlerde finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmaların Türkiye ekonomisinin gerçekleriyle örtüşmediğini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Güçlü sanayi alt yapımızla üretim çarkları tüm hızıyla dönmeye devam ediyor” dedi.
“19 yıldır en dikkat ettiğimiz konuların başında kamu mali disiplini var”
Türkiye’nin kamu borç stoku bakımından dünyadaki en güçlü ülkelerden biri olduğunu belirten Varank, “Bunu biz değil IMF söylüyor. Kamu borç stokunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 125, gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama yüzde 65’ler düzeyinde. Türkiye’de ise bu oran sadece yüzde 42 seviyelerinde. 19 yıldır en dikkat ettiğimiz konuların başında kamu mali disiplini var. Hiçbir koşulda bundan taviz vermedik. Pandemi yılında dahi bu anlamda bütçe dengesine en az zayiat veren ülkelerden biri olduk. Hükümetimizin önümüzdeki dönem ekonomi rotası gayet açık. Enflasyonda kalıcı düşüşü sağlayacak fiyat istikrarından taviz vermeden sürdürülebilir ve kaliteli büyümeyi kendimize hedef koyduk” ifadelerine yer verdi.