Kolajen Faydaları Nelerdir? Neye Yarar?
Kolajen, insanın hem iç hem dış yapısına derin katkılar sağlayan bir etmen olduğundan dolayı gündemdedir. Peki, Kolajen faydaları nelerdir? Kolajen neye yarar?
Kolajen, insanın hem iç hem de dış yapısına katkılar sağlayan bir etmendir. Aynı zamanda hem sağlığa hem de güzellik algısına hizmet ettiğinden ötürü eksikliği ziyadesiyle hissedilmektedir. Fakat gözle görülür bir biçimde farkındalık oluşturan bu eksikliğin adının kolajen olduğu konusunda haklı bir teşhis ortaya koyabilmek adına detaylı bilgilere vakıf olmak gerekir.
Kendisine hem tıp dünyasında hem de insan bedenini alakadar eden binumum mecralarda hatrı sayılı bir yer bulan kolajen, son dönemin en merak edilen kavramlarındandır. Bu nedenle muhatabı kadraja yaklaştırıp içerisine dalmak adına kalemi mürekkebe batırma vakti gelmiş bulunmaktadır.
Kolajen Nedir?
Telaffuzu konusunda ihtilaflara düşülen kolajen, insan dokuları içerisinde kendine yer bulan, fibroblastlar ve hücreler aracılığı ile elde edilen bir protein çeşitidir. Bu lifli protein, vücut içerisinde yer alan proteinlerin üçte birini temsil etmektedir. Dolayısıyla en baş görevleri arasında bağ dokusunu güçlendirmek ve beden bütünlüğüne hizet etmek sayılmaktadır.
Aynı zamanda eceli gelmiş olan hücreleri yeniler. Böylece cilde elastik bir yapı ve sıkılık kazandırmaya yardımcı olur. Bunlara ek olarak, eklem, tenton ve organları birarada tutmak için canla başla çalışmaktadır. Bilhassa eklem ve tentonları bir yapıştırıcı edası ile birbirine bağlar. Kemik, kas, kıkırdak, deri, tenton, kan damarları ve sindirim sistemi başlıca bulunduğu mekanlar arasında sayılmaktadır.
Ayrıca bağ ve bağ dokularını meydana getiren kolajen, adeta bir muhafız gibidir. Cildi toksinlerden ve tüm zararlı etmenlerden korumak için sur görevi görmektedir. Aynı zamanda saç ve tırnakların en temel bileşeni olarak, saç ve tırnak üzerinde doğrudan etkisi hissedilmektedir.
Kolajen Ne İşe Yarar?
Yaşlanma ile beraber kaybı boy göstermeye başlayan bu proteinin eksikliği mevzu bahis olduğunda vücut bağları bir arada kalmakta zorlanır. Dolayısıyla tamamen kaybı vücut bağlarının ayrılması anlamına gelmektedir. Cilt üzerinde bir ağ görevi gören bu protein, kemik ve kasları birbirine kenetler, organları muhafaza eder ve cilt esnekliğine hizmet eder.
Bilhassa 25 yaşını deviren insanlarda, ufak ufak kolajen eksikliği boy göstermeye başlar. Bu nedenle eklem ağrıları, bacak ve kalça hatlarında belirginleşen selülitler, cilt kırışmaları varlığını göstermeye başlar.
35 yaşından sonra kaybı hızla artan bu protein, cildin elastik yapısına ihanet etmeye başlar. Dolayısıyla kalede derin bir gedik açılmasından dolayı cilt yüzeyinde sarkmalar, kırışıklıklar kaçınılmaz bir son misali ayna karşısında gözler önüne serilir.
Kolajen Faydaları
Göz sağlığını dahi korumayı kendine görev edinen lifli proteinin birçok yararı bulunmaktadır. Kendisinden pek hazedilmeyen selülitlerin oluşumunu engelleyerek, deri üzerindeki deformelerin önüne set çeker. Bağ dokusunu sıkılaştırıcı etkisinden dolayı bilhassa kadınlarda, kalça ve bacaklardaki nahoş görüntüleri hafifletir.
Bağırsakların koruyucu meleği olan kolajen, sistemler içerisinde sindirimin koruyucu tabakasını destekler ve güçlendirir. Böylece gastrointensinal rahatsızlıklara daha kapıyı çalmadan müdahale etmiş olur. Proteinlerin parçalanmasını kolaylaştırıcı etkisinden dolayı, bağırsak içerisinde hasar gören hücre duvarını yeniler. Ayrıca bağırsak astarını dinlendirir. Sızıntılı gut rahatsızlığını yok etmede başrol oynar.
İnflamatuar hastalığı tedavisinde kullanılan kolajenin, reflü, ülseratif kolit, crohn gibi mide hastalıklarındaki semptomları en aza indirgediği bir gerçektir. Bunlara ek olarak tırnak, saç ve dişlerin yapı taşı olan bu protein, saç dökülmesini önler ve tırnak yapısını güçlendirir. Aynı zamanda diş eti çekilmelerinin ve diş eti kanamalarının azılı düşmanı olur.
Kan akışını iyileştirdiğinden dolayı ve vücudu zararlı toksinlerden koruduğundan ötürü tam bir karaciğer dostudur. Buna ek olarak kalp sağlığı üzerinde de oldukça titiz bir rol oynar. Kolajenin içerisinde yerini alan amino asitprolin, arterlerdeki yağ birikimini azaltır.
Böylece kan basıncının kontrol altında tutulmasına destek olur. Aynı zamanda atardamardaki plak oluşumuna engel olur ve kan dolaşımını stabile eder, arter genişlemesinin önüne geçer. Ayrıca yaşlanmayı geciktiren kolajen, daha genç bir görüntüye hizmet eder. Böylece cilt daha diri, parlak ve canlı bir görüntüye kavuşur. Bunların yanı sıra, deri gevşemelerinin ve cilt kuruluklarının ciddi derecede önünü alır.
Kasları imar eden ve yağ yakımını komuta eden kolajenin bünyesinde kreatin sentezinden meshul olan bir tutam glisin mevcuttur. Aynı zamanda kas kaybı olarak tanınan sarkopeni hastalığında, kasları güçlendirmedeki etkendir. Kornea sağlığını direkt etkileyen bu protein, birçok göz rahatsızlığını önlemektedir.
Ayrıca saç dökülmesi ve saç incelmesi sorunlarının da çözümü olan kolajnin vesilesi ile, gür ve hacimli saçlar hayal olmaktan çıkar. İnsan yaş aldıkça kıkırdak dokularında zayıflamalar baş gösterir, eklemler işlevini yitirmeye başlar ve iltihaplanmalar meydana gelir. Kolajen ile bu sertleşme ve iltihapalın önü alınır. Ayrıca artrit semptomlarının hafifletilmesinde de etkin rol oynar. Eklem şişliği ve incinmelerinde doktorların baş asistanlarından biri kolajendir.
Bunların yanı sıra kolajenin bünyede yeterli derecede varlığı kemik erimesini engeller. Böylece kemik yoğunluğu ve gücü artış gösterir. Kolajeni içeren besinler, sigara tüketiminin yokluğu, kolajenli takviyeler bu lifli proteinin varlığını korumasına yardımcı olmaktadır.
Kolajen Tipleri
Varlığından haberdar olunan en az 16 çeşit lifli protein çeşitinden söz edilebilir. Ayrıca vücut içerisindeki kolajenin yaklaşık olarak yüzde seksen beşlik bir kısmını tip 1, 2,3, 5 ve 10 oluşturur.
Tip 1, vücutta en fazla bulunan kolajen çeşididir. Cilde sıkılık veren, kemikleri destekleyen ve dokuları birbirine bağlayan kolajenin tip 1 türüdür.
Tip 2 ise, kıkırdak yapısına katılır ve eklem sağlığını muhafaza eder.
Tip 3, bilhassa kalpteki kan damarlarını ve kan dokularını meydana getirir.
Tip 4 ise, kas, yağ ve organların etrafını kaplayan bazal laminanın oluşumuna katkı sağlar. Ayrıca sindirim ve solunum sisteminin yüzeylerinin oluşumunda baş kahramandır.
Tip 5, plesanta içerisindeki doku ve hücre yüzey oluşumundan meshuldür. Buna ek olarak gebelik esnasında rahim içindeki bebeğe oksijen ve besin tedarik etmek üzere vazifelendirilen organın yüzey oluşumunu sağlar. Aynı zamanda atıkları da ortadan kaldırır.
Tip 10 ise, sinovyal eklemleri tamir eder, kemik kıkırdaklarını iyi eder ve yeni kemik oluşumuna yardımcı olur.
Kolajen Eksikliği
Yaşlanma, kolajenin eksilmesi faktörleri arasında başı çeker. Fakat bu temel faktörü hızlandırma hususunda birçok etmen mevzu bahistir. Bunların birkaç tanesini sıralamak gerekirse; bir hayli güneş ışığına maruz kalmak, stres dolayısıyla vücutta kortizol salınımının artışı, hatalı beslenme, toksinlere maruz kalmak, uyku disiplinsizliği, kronik iltihaplanmalar, glikasyon, sigara, vücut içerisinde serbest radikal artışı, menapoz, vitamin ve mineral emilimindeki eksiklikler en başta sayılmaktadır.
Kolajen kaybının önüne geçebilmek adına yukarıda sayılan maddeler başta olmak üzere ek olarak yapılacak yığınla yöntem mevcuttur. Bilhassa A ve C vitamini takviyesi, kuersetin, balık, sığır, tavuk, inek eti, yumurta, salatalık, avakado, havuç gibi besinler sofradan eksik edilmemelidir. Bunlara ek olarak omega 3, sülfür içeren gıdalar, kırmızı meyveler, pancar, ıspanak, kemik suyu tastamam kolajenin deposudur.
Aynı zamanda kolajen için cilt bakım takviyeleri, nemlendiriciler, serumlar, şuruplar ve kolajen forte mevcuttur. Fakat emziren, hamile olan, diyabet gibi rahatsızlıkları bulunan insanlar bu takviyeleri muhakkak bir doktor kontrolünde almalıdırlar.
Yaşam kalitesini her açıdan derinlemesine alakadar eden kolajen konusunda hassas olmak, daha kaliteli ve sağlıklı bir ömrün kapılarını aralar. Bilinçli olmak ve kendi sistemini tanımak, insanı her daim bir adım önde kılar.