Girişimcilik kavramının tarihsel gelişimi

Gelişen dünyamızda bir çok iş ve iş alanının adı değişirken bir yandan da lügatlarımıza yeni bir sözcük gibi gelen ancak insanoğlunun var oluş sahnesinin başından beri insanlık ve medeniyetle beraber gelişmeler yaşayan ''girişimcilik'' kavramına ve tarihine gelin hep beraber göz atalım.

Girişimcilik kavramının tarihsel gelişimi

21. yüzyılda hızla artan rekabet ortamına ayak uydurmak için toplumların ekonomik kalkınmışlık seviyesine bakılmaktadır. İnsanoğlunun uygarlığının gelişim sürecinde özellikle de sanayii devriminin ardından bilgi toplumuna geçişle birlikte girişimcilik kavramı büyük önem kazanmıştır. Girişimcilikle birlikte, daha önce düşünülmemiş iş alanları ortaya çıkmış ve fırsat yaratan fikirli insanlar tabiri caizse ekonomik olarak bu parlak fikirlerin ekonomik avantajlarından faydalanmaya başlamıştır. Üretim unsurlarıyla bir araya gelen yeni ve yaratıcı fikirler üretim hatlarının gelişmesini sağlamıştır. Üretime seviyesiyle doğru orantılı olarak da ekonomik kalkınma, istihdam yaratma ve sosyal gelişim gibi zenginlikler insanoğluna kazandırılarak toplumların refah düzeylerinin artması sağlanmıştır. İnsanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip olan girişimcilik kavramı, farklı dönemlerde farklı özellikler kazanarak günümüze kadar etkinliğini katlayarak devam ettirmiştir,  günümüz dünyasında ise girişimcilik kavramı üstüne koyarak devam etmektedir.

     Girişimcilik kavramının tarihsel gelişimi - Resim : 1

20. yüzyılda girişimcilik:

Sanayileşme süreci ile girişimci birey özellikleri gelişmiş ve bambaşka nitelikler kazanmaya başlamıştır. Girişimci bireyin niteliğindeki bu değişim, aynı zamanda girişimcilerin ekonomik değerini ve dolayısıyla toplumdaki önemini de artırmıştır. Bu gelişmenin doğal sonucu olarak girişimcilik, bir üretim faktörü olarak görülmeye başlanmıştır. Ayrıca, 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren şirket sahipliği ile yönetimin birbirinden ayrılması, girişimci pozisyonunun yeniden değerlendirilmesine ve ekonomik hayatta daha büyük bir önemle yer almasına neden olmuştur.

Tarihi sürecin içindeki girişimcilik tanımına bakıldığı zaman, girişimci ve girişimcilik kavramının 1930’lu yıllarda yaşanmış olan büyük ekonomik kriz ve II. Dünya Savaşı'ndan doğan uygulamalarından ve ekonomik bunalımlardan da önemli ölçüde etkilenmiş olduğu görülmektedir. 

                 Girişimcilik kavramının tarihsel gelişimi - Resim : 2

1929 Ekonomik Bunalımı, temelde, Amerika’ da borsanın çökmesinden dolayı gerçekleşmiş olsa da; o yıllarda dünyadaki ekonomik koşullara, krizin büyüklüğü ve etkisine bakıldığında Büyük Dünya Bunalımı adını almayı hak ettiği Bunalım, dünyada 50 milyon insanın işsiz kalmasına, dünyadaki toplam üretimin yüzde 42 oranında ve dünya ticaretinin de yüzde 65 oranında azalmasına neden olmuştur. 1929 yılına kadar dünyada oluşan diğer krizlere bakıldığında dünya ticaretinin en fazla yüzde 7 oranında düştüğü düşünülürse, 1929 bunalımının ne derece etkili olduğu tahmin edilebilir. 

21. yüzyılda girişimcilik:

İnsanların, adını bilgi veya iletişim toplumu koyduğu 21. yüzyılda bilim ve teknolojide yaşanan gelişmelere paralel olarak; girişimcinin ve girişimciliğin ekonomik değeri ve toplumdaki önemi
oldukça artmıştır. Bunun bir yansıması olarak da bireye ve bireysel yeteneğe dayalı girişimcilik ön plana çıkmış ve insanın entelektüel üretkenlik yeteneği önem kazanmıştır. Buna bağlı olarak; 2000’li yıllarda girişimcilerinin hangi özelliklere sahip olması gerektiği konusunda bazı sanayici ve işadamlarının görüşleri aşağıdaki gibi sıralanmıştır:

- İyi bir eğitim almış olmak.

- Yeniliklere açık olmak.

- Global ekonomideki gelişmeleri yakından takip etmek.

- Yabancı dil bilmek.

- Analiz yeteneğine sahip olmak

- Liderlik vasfına sahip olmak.

- Rasyonel, paylaşımcı ve takım çalışmasına elverişli olmak.

Etiketler