Değersizlik duygusu belirtileri ve baş etme yolları
Değersizlik duygusu çocukluğumuzda bilinçaltımızda yer edindi ve biz bununla baş edemedik. Peki, Değersizlik duygusu belirtileri ve baş etme yolları nelerdir?
Değersizlik duygusu çocukluğumuzda öğrendiğimiz fakat baş edemediğimiz bir durumdur. Çünkü, çocukken biz zaten bununla baş etmeyi bilmiyorduk ama artık yetişkin bir bireyiz; değersizlik duygusunu yenmek mümkün. Değersizlik duygusu bizim mutsuz bir birey olmamıza sebebiyet verir ve insanlarla iletişim kurmakta güçlük çeker ve yalnızlaşırız. O nedenle, bir an önce bu değersizlik duygusundan kurtulmak için yapılacaklar için yola koyulmalıyız.
Değersiz duygusuna sahip olduğumu nasıl anlarım? Değersizlik duygusu belirtileri
Değersizlik duygusu belirtileri arasında en başta kimseye hayır diyememek vardır. Eğer kimseye hayır diyemiyorsan büyük ihtimalle değersizlik duygusuna sahipsin. Eğer ilişkilerinde çok fazla fedakarlık yapıyorsan ve hep kendinden ödün veriyorsan büyük ihtimalle değersizlik duygusuna sahipsin. İlişkilerinde hep cepte tutulduğunu hissediyorsan büyük ihtimalle değersizlik duygusuna sahipsin. Eğer bir ortama girdiğinde özgüven eksikliği hissediyorsan bil ki o duygunun altında değersizlik duygusu vardır.
Değersizlik duygusu nasıl oluşur?
Düşünün ki, zaten yaşadığınız bu değersizlik duygusu çocukluk çağında yaşadığımız travmalardan dolayı tetikleniyor. Çocukken annemiz babamız ya da herhangi biri tarafından değersizlik duygusu bizim bilinçaltımıza kodlandıysa biz büyüsek de bizim bilinçaltımıza yüklenen kod değişmiyor. Diyelim ki iki kardeşsiniz ve çocukken anneniz kardeşinizi daha çok seviyordu ve sizi az sevdiğini düşünüyordunuz. Anneniz sizinle yeteri kadar ilgilenmiyordu. Her seferinde kardeşinize onu ne kadar çok sevdiğini söylüyordu. Siz zamanla "Ben değersizim, çünkü annem beni sevmiyor" demeye başladınız.
Diyelim ki dedeniz sizinle yeteri kadar ilgilenmiyordu ve hep diğer torununa daha fazla güzel cümleler söylüyordu ama sizi sevdiğini söylemiyordu. Bu nedenle de zamanla kendinizi değersiz hissettiniz ve dediniz ki "Ben sevilmeye layık bir insan değilim çünkü dedem beni değil diğer torununu seviyor." Okul hayatınızda çok büyük ihtimalle rekabet duygusunu yaşadınız. Belki daha fazla tercih edilmeyen bir öğrenciydiniz. Hep başka arkadaşlarınız öğretmenlerinizin dikkatini çekiyordu. Belki onlar çok daha başarılıydı.
Öğretmenleriniz hep başkalarını takdir ediyordu, sizi hiç takdir etmiyordu. Zamanla siz kendinizi değersiz hissettiniz ve dediniz ki "Öğretmenim beni sevmiyor, öğretmenim bana güzel cümleler söylemiyor çünkü ben sevilmeye layık bir insan değilim." Zamanla bu değersizlik duygusu bizim içimize işledi. Biz büyüdükçe, sosyal ortamlara girdikçe aslında derinde yatan o değersizlik duygusu yoğun olduğu için bir türlü bununla başa çıkamadık ve bu değersizlik duygusunu yenmek için çareler aramaya başladık. Karşı cinsle olan ilişkilerde problemler yaşamaya başladık. Sosyal ortamlarda problemler yaşamaya başladık. İlişkilerimiz bir türlü dikiş tutturamadı.
Değersizlik duygusunun altı bomboştur. Bunu da ispat etmenin en güzel yolu şu: Öğretmeniniz belki sizi yeteri kadar görmedi, hep diğer başarılı olan arkadaşınızı gördü ve takdir etti. Bu, sizin değersiz bir insan olduğunuz anlamına gelmiyordu. Bu, öğretmeninizin bilinçsizce davrandığı bir davranışın kanıtıydı. Yaptığı davranışın yanlış olduğunun kocaman bir kanıtıydı.
Diyelim ki anneniz sizinle değil de hep kardeşinizle ilgilendi ve ona onu çok sevdiğini söyledi. Burada da sizin değersizlikle alakalı hiçbir durumunuz yok. Anneniz bilinçsiz bir anneydi ve yanlış davrandı. Siz çocuktunuz, bunu fark edemediniz ve annenizin yanlışının bedelini siz ödediniz. Ancak şuan yetişkin bir bireysiniz ve siz bunların ne demek olduğunu çok iyi anlıyorsunuz. Mesela çocuk esirgeme kurumunda bir sürü çocuklar var. Ordaki çocuklar değersiz çünkü anneleri ve babaları onları terk edip gitti diyemeyiz. Ya da dışarı atılan bebekleri düşünün. O bebekler değersiz olduğu için mi anneleri babaları bırakıp gidiyor yoksa onları dünyaya getiren insanlar mı bilinçsiz?
Hiçbir insan değersiz değil. Evet, sizi başkaları yeteri kadar görmemiş olabilir ama önemli olan kimin sizi ne kadar gördüğü değil, sizin kendinizi nasıl gördüğünüz ve sizin kendinize neler söylediğiniz. Şunu unutmayın, bu hayatta her insan bir renk ve siz bu hayattaki en güzel renklerden birisiniz. Kendinize her zaman değerli olduğunuzu hatırlatmalısınız çünkü siz gerçekten değerlisiniz. Başkasının gözünde değerli olmanıza gerek yok. Aynaya baktığında kendini değerli hissediyorsan, kendini güzel görüyorsan, kendini seviyorsan ve en önemlisi kendine saygı duyuyorsan sen değerli bir varlıksın. Kendinizi sevmez ve değer vermezseniz başka insanların sizi sevmesini, saygı duymasını bekleyemezsiniz.
Değersizlik duygusu ile nasıl başa çıkacağız?
Değersizlik duygusundan kurtulmak için yapılacaklar arasında öncelikle kendinizle barışmak var. Aynaya bakın, kendinize bakın. Kendi bedeninizde, kendi gözünüzde keşfedemediğiniz birçok nokta var. Belki de aynaya baktığınızda kendinize çok da anlamlı bakmadınız, mutlaka bir kusur bulmak için baktınız. Bu sefer kusursuzluğa odaklanın. Çünkü siz, bu hayatta yaratılmış en değerli varlıklardan birisiniz. Geçmişinizle barışmanız gerekiyor. Kendinizi sevmeyi öğrenmeniz gerekiyor. Mesela kahve içmeyi seviyorsanız günün belli bir bölümünü kahve içmeye ayırarak kendinizi ödüllendirin. Siz eğer neyi seviyorsanız, ne yapmaktan hoşlanıyorsanız günün bir saatini bunu yapmak için ayırın. "Ben değerli bir insanım, canım kahve içmek istiyor. Kahve içeceğim." deyin.
Kendinize değerli hissedeceğin bir vakit ayırın. İlişki kurarken "Acaba karşı taraf beni nasıl görüyor, beni sevecek mi?" kaygısına bürünmeyin. Bu hayatta herkes herkesi sevmek zorunda değil ama saygı duymak zorunda. Herkes tarafından sevilmeyi beklemek hiç doğru bir şey değil. Öncelikle siz kendinizi sevin. Bir ortama girdiğinizde sizin fikirlerinizi doğru bulan insanlar da olabilir, doğru bulmayan insanlar da olabilir. Önemli olan gün sonunda sizin neye inandığınız ve neyi nasıl yaptığınız. Bu hayatta hepimiz aslında kıl payı yaşıyoruz; bugün varız, yarın yokuz. Hayatın gerçeğiyle de yüzleşmek gerekiyor. Biz bu kadar değerli bir varlık iken başkalarının ne düşündüğüyle ilgilenmekten çok kendimizle ilgilenirsek, bu hayattaki amaçlarımızla ilgilenirsek kısacası değersizlik duygusunu yenmek için çabalarsak çok daha sağlıklı bir ruh haline sahip olacağız.