Türkiye'de ticari serbestleşmenin tarihi
Özellikle ülkemizin de sınıfına girdiği gelişmekte olan ülkeler için önem arz eden ticari serbestleşme kavramının Türkiye'deki tarihsel gelişimine kısaca göz atalım.
Ticari serbestleşme politikalarının özellikle ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerin kalkınması için gerekli olduğunu savunan görüşlerin karşısında, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ticari serbestleşme politikalarının ülkenin ekonomisini negatif açıdan etkilediğini savunan düşünceler de mevcuttur. Ancak 21. yüzyılda, ticari serbestleşme politikalarının uzun dönemde ekonomik gelişmeyi ve kalkınmayı olumlu yönde etkilediğine dair genel kabul bulunmaktadır. Türkiye’de 1923-1929 yılları arasında ticari açıklık seviyesinin yüksek olduğu görülmektedir.
Bu durum Türkiye’nin daimi olarak dış ticaret açığı vermesine sebep olmuştur. 1929’da yapılan düzenlemeler kapsamında ithalat işlemleri azaltılmıştır. Bu dönemden sonra Türkiye'nin 1938 yılı hariç 1940’a kadar sürekli olarak dış ticaret fazlası verdiği görülmektedir. 1940’dan itibaren dış ticaretin genel seyrine bakıldığında ithalattaki artış, ihracattaki artıştan fazla olmuştur. Çeşitli yıllarda ithalatın kısılması ve ihracatın arttırılmasına yönelik tedbirlere başvurulmuşsa da istenilen sonuç alınamamıştır.
İthal malların iç piyasaya yönelik malların oluşturulmasında kullanılması durumu, 1973’den itibaren ithal malları ve enerji fiyatlarındaki ani yükselişler sonucunda 1980’e gelindiğinde önemli bir döviz sıkıntısı yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Türkiye ekonomisinin 1980’den itibaren önemli bir dönüşüm yaşadığı söylenebilir. Bu tarihten itibaren ihracatı teşvik edici ve ithalatı kolaylaştırıcı ekonomi politikaları uygulanmıştır. 1980 ve sonrasında uygulanan ekonomi politikalarıyla tarım ihracatçısı olan Türkiye’nin sanayi ihracatçısı konumuna geldiği görülmektedir. Ancak Türkiye’nin ihraç mallarının üretiminde ithal mallara bağımlı olması ülkemiz için önemli bir sorun teşkil etmektedir.
adımlar atılması, ithalat ve ihracat önündeki engellerin kaldırılmasıdır.
Sonuç olarak:
Kuruluş yıllarında bazı sebeplerden dolayı liberal politikalar izleyen ülkemizin 1930’dan itibaren daha korumacı ve devlet ağırlıklı ticaret politikaları izlediğini görmek mümkündür. 1980’e kadar uygulanan ithal ikameci politikalar beklenen sonuçları vermemiş, dış ticaret açığı sürekli artmıştır. Özellikle 1973’den sonra ithalatın daha pahalılaşması, yapılan ithalat sonucunda üretilen ürünlerin ihracata yönelik olmayışı zamanla bir döviz sıkıntısına sebebiyet vermiştir.
1980’de Türkiye’nin ticari serbestleşme kapsamında önemli adımlar attığı görülmektedir. Bu tarihin ardından ithalatın serbestleştirilmesi amacıyla önemli kararlar alınırken, ihracat rakamlarının arttırılmasına yönelikte önemli çalışmalar yapıldığı göze çarpmaktadır.