Bu bilgiler borsaya bakış açınızı değiştirecek...

Borsada yatırım yaparken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar ve duygu kontrolünün öneminden söz ettik. Keyifli okumalar...

Borsa Bir Sihirbazlık Gösterisi midir?

Borsada para kazananlar, ya sihirbazdırlar ya da sihirbazlığın ne demek olduğunu iyi bilirler. Borsa sihirbazlık ya da sihirbazların yaptığı bir sihir değildir ancak sihirbazlığın ne olduğunu iyi bilmektir. Peki nedir bu sihirbazlık ve borsa ilişkisi?

Borsayı bir buz dağı gibi düşünmek gerekirse, ön tarafında robotlar ve trade araçlar olduğunu görürüz. Fakat buz dağının bir de görünmeyen tarafı vardır. Bu tarafta büyük yatırım fonlarının ve kurumların toplumu inceleyen psikologları bulunmaktadır. İlginç geliyor, değil mi? Bu psikologların görevi, küçük yatırımcıyı toplum içerisinde izlemek ve tepkilerini gözlemlemektir. Bunun sihirbazlık ile bağlantısına gelecek olursak; sihirbazlık gösterilerinde seyirciler, gözlerini kırpmadan, hayranlıkla sihirbazı izlerler. Seyirciler arasında doktor, avukat, mühendis, genel müdür, iş adamı, öğretmen, asker vb. her meslekten insan bulunabilir ve her biri gösteriyi büyük bir hayranlık içerisinde izler.

Aslına bakarsanız ortada herhangi bir sihir yoktur. Yalnızca o kısıtlı zaman aralığında zihnimizin en savunmasız, en karanlık noktasını bulup o bölgeye oynayarak yaptıklarının gerçek olduğuna bizleri inandırır ve heyecanlandırırlar. Ancak bu heyecan ve hayretimize rağmen tüm bunların gerçek olmadığının farkındayızdır.

Borsada ''büyükler'' diye tabir edilen balinalar, sihirbazlık ve psikolojik kabullenme derslerine çok iyi çalışmışlardır. Hisse fiyatları dijital ortamda öyle aşağıya çekilir ki yatırımcılar panik ortamında, hedeflenen sürü hareketine katılarak bu balinaları bir anlamda zengin ederler.

Sihirbazlığı bu açıdan tanımlamak gerekirse; bir hissenin/varlığın değerini dijital ortamda küçültmek veya değerinden fazla yükseltmek, yatırımcıyı bu değerlerin her gün o seyirde ilerleyeceğine ikna etmektir, diyebiliriz. 

Düşüşlerin hiç bitmeden süreceğine, paranın sıfırlanacağına ikna etmek; panik ortamı yaratarak ucuz ürün toplamak ise psikolojide kabullenmedir. Bunun aksi durumlar da gerçekleşebilir. Örneğin, her gün alım-satım fırsatı sunarak bir hissenin devamlı yükseleceğini yatırımcıya kabul ettirebilirler. Buna da zorunlu kabullenme denir. Yatırımcıya borsanın hep düşeceğini ya da durmadan yükseleceğini kabul ettirmektir. Bu sebepten, ''borsa düşebilir, nakit oluşturun'' yahut ''zarardaysan zamana bırak ve bekle'' uyarıları dikkate alınmalıdır.

Sonuç olarak borsada uzun yıllar kazanarak devam etmek isteyen bir yatırımcı ilk olarak düşmanı iyi tanımalıdır. Sürüyle hareket etmeden, sosyal medya oyunlarına gelmeden hedef odaklı çalışmalı ve bunu bir strateji haline getirmelidir. Ancak bilinmelidir ki kısa vadede kayıplar da yaşanabilir. Bu noktada mühim olan söz ettiğimiz stratejiden vazgeçmeden ilerlemektir. Böylece uzun vadede kazanç kaçınılmaz olacaktır.

Yatırımcılığın Duygusal Yönü: Hisler ve Hisseler

Hisse ve endeksler düşerken yatırımcının yaşadığı duygulara bakıldığında; bu duygular bazen sırayla, bazen aynı anda yaşanabilir. Burada amaç kişinin kendini tanıması ve duygularını önemli anlarda kontrol altına alabilmesidir. Bundan sonra yatırımcı karşı karşıya olduğu unsuru, yani borsayı, iyi tanımalıdır. Böylece hisse ve endekslerden, yaşayacağı duygu ve kayıplardan korkmadan sağlam ve akıllıca adımlar atabilir.

Endeks ve hisselerde düşüş yaşandığında, kısa vadeli yatırımcıların öncelikle inkar mekanizması devreye girer. Düşen hissenin tekrar yükseleceğini ya da duran endeksin yeniden döneceğini düşünerek kendini motive etmeye çalışır. Az önce bahsettiğimiz sihirbazlık metarforuna göre düşünürsek, burada yatırımcı büyük bir sihirbazlık gösterisinin ortasında kalmıştır ve bu durum da onu bu duyguları yaşamaya itmiştir.

İnkarın ardından öfke mekanizması devreye girer. Öfkeyle beraber bir şeyler yapma dürtüsü çoğalır ve en önemlisi, bu anlarda yatırımcının büyük hatalar yapma riski artar.

Bundan sonra yatırımcı kendiyle pazarlığa başlar. Karamsarlık ya da aşırı mutluluk kendini gösterir. Eğer bir düşüş söz konusuysa yaşadığı kaybı, bu durumu nasıl düzelteceğini düşünüp çaresizlik ve bunalım içerisine girer. Sürekli dijital eski bakiyesine bakar. Bu zarar düzelecek mi, düzelmeyecek mi diye düşünerek kendiyle pazarlık etmeye başlar.

Yatırımcı belli bir noktadan sonra kendiyle pazarlık yapmaktan yorulur çünkü düşüş sürmektedir. Öfkesi, yerini güçsüzlük ve çaresizliğe bırakır. Depresyona giren yatırımcı artık doğru karar veremiyordur ve ne kurtarsa kâr olacağını düşünerek sosyal medyadaki borsa simsarlarına sarılır. Bunlar, sosyal medyada ortaya çıkıp yüksek hedefler vererek yatırımcıları kandıran, onlara mutluluk hormonu salgılatarak büyük yatırımlar yapmalarına neden olan binevi borsa dolandıcılarıdır. 

Son olarak yatırımcı, ya iradesini kullanacak ya da pes edip durumu kabullenerek elindeki varlığı satacaktır. Bu en önemli aşamadır. Çünkü kabullenme, büyük kitleler halinde gerçekleşir. Sosyal medyanın etkisiyle kabullenme dalgası, yenilgiyi kabul etmiş yatırımcılar arasında yayılır. Ancak bu kitlenin içinde çok küçük bir grup bu aşamada kaybı kabul etmez ve mücadelesine devam eder.

Bir yatırımcı olarak kendinizi bu aşamalardan hangisinde gördüğünüz önemlidir. Bu farkındalığı oluşturarak öz eleştiri yapmak, bir yatırımcı için en iyi zarardan dönme yöntemidir. Sihirbazlık gösterisini ne kadar dikkatle izliyorsunuz, farkında olduğunuz halde sihirbaz farkındalığınızı ne derecede uyuşturuyor? Bu soruları kendinize sorduğunuzda aldığınız cevap olumsuzsa da, bu uyanış sayesinde gelecek zararların çoğu engellenmiş olacaktır.

GENIL Güneş Enerjisi Projesinde Gelişme Duyurdu