Asya'nın devlerinden Japonya ve ekonomisi
Japonya ekonomisi, nominal olarak dünyanın üçüncü büyük ve satın alma gücü paritesi bakımından dördüncü büyük ekonomisi olup dünyanın ikinci büyük gelişmiş ekonomisidir. Gelin Asya'nın devlerinden tabir edebileceğimiz yüz ölçümü küçük ekonomisi büyük Japonya'ya hep birlikte göz atalım.
Japonya, Doğu Asya’da bulunan pek çok adadan oluşan bir adalar ülkesidir. Kuzeyden güneye toplam uzunluğu 2400 km’dir. Arazi yapısı dağlık ve engebelidir. Günümüzde hala 60’tan fazla faal durumda yanardağ bulunur. Dünyaca meşhur olan Fuji dağı bu ülkede yer almaktadır. İklime bağlı şekilde ülkede çok harika ve çok korkunç doğa olayları yaşanmaktadır. Kısaca Japonya, yaşam kültürüyle, teknolojisi ile, ekonomisi ve sosyal yapısı ile bir harikalar ülkesidir.
Japonya; maden ve yer altı kaynakları bakımından bir hayli fakir olduğu için sanayi piyasasının işlemesi için yeterli maden ve kaynaklarına sahip değildir. Az miktarda da olsa; kömür, kurşun, çinko, arsenik, bizmut, pirit, kükürt, kireç taşı, barit, silis taşı, feldspat, dolomit ve alçı taşı gibi maden yatakları bulunur. Genel olarak maden ve enerji kaynakları ihtiyaçlarını başka ülkelerden ithalat yolu ile temin etmektedir.
Japonya'nın ekonomik yapısı:
Japon ekonomisi II. Dünya savaşı sonrasında büyük oranda büyüme göstermiştir. Fakat, Japon parası Yen’in yabancı para karşısında hızla değer kaybetmesi ve yaşı ileri olan nüfusla birlikte 1980’li senelerden sonra iç talebin teşvik edilmesine yönelik tedbirlerin artırılmasını gerekli kılmıştır. Son senelerde hükümetin önündeki en önemli problemlerden biri yaş ortalaması yüksek olan nüfus ve ticaret fazlalığıdır. 1990’lı senelerden sonra Japon ekonomisinde bir arz fazlalığı yaşanmaya başlamıştır. Japonya, senelerdir yapmış olduğu yatırımlar sonucunda globalleşen dünyada ihracatta dev haline gelmiştir. Diğer ülkelerin piyasa rekabetini artırmasıyla, dünyadaki
talebin nispeten yavaşlamaya başlamasıyla Japonya, sorunlar yaşamaya başlamıştır. Yaşlı nüfusa sahip olan Japonya, zengin ve tüketmeyen nüfusu sebebiyle iç talebin az olması ile,
mal ve hizmet üretimindeki arz fazlasını istenen ölçüde eritememiştir. Netice itibarıyla piyasa, mal ve hizmet fiyatlarını artırmak bir yen temel düşürmek mecburiyetinde kalmıştır. Böyle durumun varlığı şirketler kar elde edememeye ve üretimlerini kısma yoluna gitmişlerdir.
Ülkedeki bankalar da kredi verecek şirket bulmakta zorlanmaya başlamıştır.
Günümüzde Japonya, yaklaşık 2 trilyon (Amerika doları) döviz rezervine sahiptir. Ülkenin yurtdışındaki net varlıkları toplamı ise 3 trilyon dolar civarındadır. 2018 yılı verilerine göre Japonya 5,2 trilyon dolar GSYİH ile dünyanın 3. Büyük ekonomisini oluşturmaktadır. Japonya, 1987 senesinde Amerika ile imzaladığı ticari anlaşma ile para birimi olan Yen’in yabancı piyasalarda değer kazanmasına izin vermiştir. Fakat buna bağlı şekilde oluşan ekonomik büyüme, mal ve hizmet fiyat artışlarını da beraberinde getirmiştir. Ülkede ekonomik krizle beraber fiyat dalgalanmaları yaşanmıştır. Yaşanan ekonomik kriz sonrası ani fiyat düşüşlerine ve piyasanın durgunluğa sürüklenmesine yol açmıştır. Japonya ekonomisi, Gelişmiş Avrupa ülkeleri ve Amerika ile farklı coğrafi bölgede bulunmasıyla beraber, dünya ekonomisinin üç en temel ayağından birini oluşturmaktadır.
Dolayısıyla Japon ekonomisindeki bir gelişme ve tan orman mamulleri talebi yalnızca ülke
ormanlarından karşılanmayıp başka ülkelerden ithal edilerek karşılanmaktadır. Japonya’da keresteye olan gereksinim bir hayli fazla olup başka ülkelerden ithal edilmektedir. Petrol
ve türevlerinden sonra ikinci sırada orman mamulleri ve özellikle kereste yer almaktadır. Japonya ormanlarını koruduğu gibi bilinçli kullanmasını bilmektedir.