2022'de dünya ekonomilerini bekleyen 10 risk

2022 yılında bazı iyimser senaryoların tutmayabileceği düşünülüyor. Karamsar senaryolar arasında, enflasyondan piyasalarda yaşanacak krizlere, toplumsal tepkilerden süper güç savaşlarına kadar birçok risk yer alıyor.

2020 ve 2021 yıllarında pek çok uzmanın küresel ekonomiye yönelik öngörüleri pandemi nedeniyle tersyüz oldu. Salgının başladığı ilk günlerden bugüne kadar dünya çapında merkez bankaları global ekonomiye 32 trilyon dolar enjekte ederek ekonomileri kendine getirmeye çalıştı.

Bank of America (BofA) verilerine göre bu dev destekler geçen 20 ay boyunca her bir saatte 800 milyon dolar değerinde finansal varlık alımına tekabül eden bir desteği gösteriyor. Global hisse piyasalarının büyüklüğü söz konusu dönemde 60 trilyon dolar yükseliş gösterdi. Bütün bu destekler ve sonrasında gelen ekonomik iyileşme dünya çapında enflasyonu da yükseltti. 2022 yılına bu desteklerin azaldığı bir süreç ile giriş yapacağız.

Birçok araştırmacının en temel ve muhtemel senaryolarına göre ekonomilerdeki iyileşmenin devam edeceği ve enflasyon baskılarının azalacağı bir dönemin yaklaştığını tahmin ediliyor. Fakat daha kötümser bazı senaryolara göre her şey çok da mükemmel gitmeyebilir. 

Dünya ekonomileri 2022 yılında enflasyondan Fed'in sıkılaşmasına, piyasalarda yaşanacak krizden Çin'in yavaşlamasına, süper güç savaşlarına kadar pek çok risk ile karşı karşıya olacak gibi görünüyor. 

Omicron varyantı küresel ekonomi için durumu kötüleştirebilir

Avrupa'da vaka sayılarının beklenenden daha hızlı artış göstermeye başlaması ve sağlık sisteminin tekrar zorlanmaya başlamasına sebep olan Omicron varyantı ve muhtemel yeni varyantlar küresel hareketleri kısıtlayabilir. Havacılıktan turizme, yeme içmeden perakende ve eğlenceye kadar pek çok sektörde alınabilecek yeni koronavirüs kısıtlamalarından direkt olarak negatif etkileniyor.

Tedarik zincirlerinde devam eden darboğazlar da Omicron ve muhtemel yeni varyantlar ile daha da kötü hale gelebilir. 2021 yılında alınmış katı tedbirlere yalnızca 3 aylığına bile dönülmesi 2022 yılında küresel ekonomik büyümeyi yüzde 4,2'ye düşürebilir. Uluslararası Para Fonu 2022 yılında küresel büyümenin yüzde 4,9 hızda olmasını bekliyor. 

Enflasyon 2022'de düşmeyebilir

Dünya ekonomileri için en önemli ve acil risk ise enflasyon. 2021 yılının başlarında ABD yılı yüzde 2 enflasyon ile kapatacağını düşünüyordu fakat manşet enflasyon verileri yüzde 6,8 ile 39 yılın zirvesini görmüş durumda. Euro Bölgesi ve İngiltere'de enflasyon merkez bankalarının hedeflediğinin çok daha üzerinde bulunuyor. Enflasyonun bu yıl düşeceğine ilişkin beklentilerin yanlış çıkması ve Omicron varyantı ile ücret artışlarının da enflasyonu daha inatçı bir duruma getirebileceği tahmin ediliyor. 

Tedarik zincirlerinde yaşanan problemlerin devam etmesi, Omicron varyantı ile gelen ya da gelebilecek yeni kısıtlamaların bu zincirleri daha da sıkılaştırarak bütün fiyatlarda yukarı yönlü baskıları devam ettirmesi ABD, İngiltere, Euro Bölgesi, Türkiye gibi ülke ve bölgeler için merkez bankaları adına zor problemlerden biri olmayı sürdürüyor. Çin'in sıfır Kovid politikasının liman ve terminallerde katı karantinalara yol açması, bütün tedarik zincirlerini etkileyerek hem üretici maliyetlerini hem de tüketicilerin ürün ve hizmetler için ödedikleri bedelleri yükseltmeye devam edebilir. Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim Avrupa'da ve dünyada doğal gaz fiyatlarının daha da yükselmesine sebep olabilir. Enflasyonda bütün riskler yukarı yönlü görünmüyor. Ancak yeni bir virüs dalgası seyahatleri etkilerse petrol fiyatları yeniden aşağı yöne dönebilir.

Fed sıkılaşmaya giderse piyasaları zor günler bekliyor

Fed'in sıkılaşma sürecine girdiği 'tapering' dönemlerinde küresel piyasaların işi hep zor olmuştur. 2013 ve 2018 yıllarındaki satış dalgaları da düşünüldüğünde çok yüksek değerlemeye ulaşmış varlık fiyatları 2022 yılında sorun çıkarabilecek faktörler arasında görülebilir. Fed 2022 yılında üç faiz artışı gerçekleştirebilir ve faizler yüzde 2,5'e kadar sıkılaşmayı devam ettirirse Hazine tahvili getirileri düşer ve borçlanma maliyetlerindeki makas da günden güne açılır. Nitekim 2023 yılının başlarında global ekonomi yeni bir resesyonla karşılaşabilir. Küresel hisse piyasaları için gösterge sayılan Wall Street endekslerinden S&P 500'ün 2022 yılında ne yönde seyredeceği merak konusu. 

ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs, 2022 yılında 'hisseler yükselecek, tahvil getirileri düşecek' diyor. Bankanın tahminine göre SP 500 2022 yılının sonundan itibaren yüzde 9 daha da artmış olacak. İsviçre merkezli UBS 2022 yılında dünya ekonomilerine ve yatırımcılara ilişki en büyük risklerden birinin merkez bankası hataları olabileceğini öne sürüyor. BofA, merkez bankalarının salgın boyunca öngörülebilir olmaya çalıştıklarını fakat 2022 yılında daha fazla sürprizin merkez bankalarından gelebileceğini belirtiyor. Banka S&P 500'de yüzde 3 oranında bir düşüş tahmin ediyor. Morgan Stanley'nin senaryosuna göre ise S&P 500'ün yüzde 5 düşeceği öngörülüyor. 

En kırılgan 5 ekonomi arasında Türkiye de var

Fed'in faizleri artırmaya başlaması, gelişmekte olan piyasalar açısından kötü bir gelişme olarak gerçekleşebilir. ABD'de borçlanma maliyetlerinin artması doları kuvvetlendirerek gelişen piyasalardan sermaye çıkışlarına yol açarak kur krizlerine de neden olabilir. 2013 ve 2018'deki sıkılaşma döngülerinde Türkiye, Arjantin ve Güney Afrika'nın en olumsuz ekonomiler olduğu, bunun 2022 yılı için değişmediği ve hatta bu ülkelere Brezilya ve Mısır'ın da katıldığı belirtiliyor.

Ekonomistlerin farklı metrikleri hesaba katarak gerçekleştirdikleri analize göre Türkiye, baş harfleri 'canavar' anlamına gelen en kırılgan beşli olarak kabul edilen 'BEASTs' ülkeleri arasında yer alıyor. Rusya, Tayvan ve Suudi Arabistan ise gelişen piyasalarda yaşanacak krizden güçlü cari dengeleri ve düşük borçları ile en az etkilenecek ekonomiler arasında kabul ediliyor. 

Çin'in ekonomisi yavaşlarsa bu zamanla tüm dünyaya yansıyacaktır

Sıfır Kovid politikasını sürdüren Çin'de hem Evergrande gibi konut şirketlerinin yaşadığı problemler hem de enerji dar boğazları üçüncü çeyrekte ekonomik büyümeyi yüzde 0,8'lere kadar geriletti. 2022 yılında enerji dar boğazında bir miktar hafifleme görülse de yeni Omicron vakalarındaki artış ve karantina tedbirlerinin talebi yavaşlatabileceği, finansman şartlarının zorlaşabileceği ve Çin ekonomisinin yüzde 25'ini meydana getiren inşaat sektörünün daha da yavaşlamasına neden olabileceği düşünülüyor. 

Çin'in 2022 yılında yüzde 5,7 oranında büyümesi bekleniyor. Fakat bu büyümenin yüzde 3'e düşmesi hâlinde dünyanın en büyük emtia tüketicisi Çin'in global ekonomi için şok dalgasına yol açabileceği de düşünülüyor. Çin beklentilerin üzerinde yavaşlama gösterirse 2015 yılında Çin hisselerinde yaşanan çöküşte olduğu gibi Fed'in sıkılaşma planları da gecikebilir. 

Gıda fiyatları protestolara yol açabilir 

Hem pandemi hem de hava olayları sebebiyle rekor kıran gıda fiyatlarının 2022 yılında da yükselmeyi sürdürebileceği aktarılıyor. 2011 yılında gıda fiyatlarında yaşanan şokun ardından özellikle Ortadoğu'da protestolar başlamıştı ve bölgedeki pek çok ülkenin bu konuda hâlâ kırılgan durumda olduğu görülüyor. Sudan, Lübnan ve Yemen 2011 yılındaki kadar kırılgan ancak Mısır'da durum bir miktar iyileşme gösterdi.

Ticaret savaşları yeniden alevlenebilir

Tayvan ile Çin arasında ambargolar ya da doğrudan işgalden kaynaklanacak siyasi bir ihtilaf ABD gibi diğer süper güçleri de ihtilafın içerisine çekebilir. En kötü senaryoya göre ise bir süper güç savaşının yaşanabilecek olması. Fakat pek çok senaryoda yaptırımlar sebebiyle dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ilişkilerin durma noktasına gelmesi de tehlike arz ediyor. Böyle bir durumun yaşanması hâlinde akıllı telefonlardan otomobillere kadar küresel üretimin büyük bir kısmı için önem taşıyan çip krizinde Tayvan'ın üretiminin duraksaması muhtemel.

Brezilya'da salgının ağır sonuçları ile savaşan halk, ekim ayında oy kullanacak. Kamu maliyesinde daha sıkı bir denetim sağlayacak bir adayın kazanmasının bir miktar rahatlama sağlaması bekleniyor. Türkiye için yurt içinde ve yurt dışında eleştirilen düşük faiz politikalarının Türk Lirası'nda sert kayıplara neden olmasından ötürü muhalefetin 2023 seçimlerini öne çekmeye çalıştığı da konuşulanlar arasında. 

Avrupa'da Euro karşıtları güçlenebilir

Salgın sürecinde Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve pan-Avrupa projelerine destek veren liderler arasındaki dayanışma Avrupa Birliği'nde borçlanma maliyetlerini düşürmek amacıyla bir işbirliği yapılmasını sağladı. Fakat Euro karşıtı siyasi güçlerin Fransa ve İtalya gibi önemli ekonomilerde iktidara gelmesi Avrupa tahvil piyasalarının sakin tavrını bozarak ECB'nin ekonomileri desteklemek ile ilgili hareketlerini sınırlayabilir. Borçlanma maliyetlerinde ülkeler arasındaki makasın 300 baz puana kadar yükselmesi durumunda 2022 yılı GSYH büyümesinden 4 puan silinebileceği ve Euro Bölgesi'nin yeniden resesyona girebileceği düşünülüyor.

Brexit yüzünden fiyatlar yükselip darboğazlar kötüleşebilir

İngiltere ve Avrupa Birliği'nin Kuzey İrlanda Protokolü nedeniyle hâlâ anlaşma sağlayamamış olması Brexit sonrası ticari ilişkileri daha da zora sokabilir. Müzakereler sonuca varmazsa belirsizlik tamamen bir ticaret savaşına dönüşebilir ve bu da yatırım ortamını bozarak sterlini düşürebilir. Böylece de gümrük vergileri yükselirken taşımacılık sektöründeki darboğazlar kötüleşebilir. Enflasyonun her tarafı zorladığı bu dönemde fiyatlar daha da yükselebilir. 

Mali sıkılaşma 2008 yılındakinin 5 katı olabilir

Salgında pek çok hükümet bilançolarını düzeltebilmek amacıyla 2022 yılında kesenin ağzını sıkmak durumunda kalacak gibi görünüyor. İsviçre merkezli yatırım bankası UBS, kamu harcamalarında atılacak geri adımın toplam büyüklüğünün küresel GSYH'nin yüzde 2,5'ine tekabül edeceğini düşünüyor. Bu da 2008 krizinin ardından alınan önlemlerin neredeyse 5 katına denk geliyor. Mali sıkılaşma konusunda Çin ve Japonya gibi istisnalar da var. ABD'deyse Biden'ın 2 trilyon dolarlık sosyal harcama paketleri Demokrat senatörler tarafından bile itirazlarla karşılanıyor. 

GENIL Güneş Enerjisi Projesinde Gelişme Duyurdu